Yenidoğan Çetesi davasında üçüncü gün | Hemşirelerden art arda Fırat Sarı ve Gıyasettin Mert Özdemir itirafları

Yenidoğan Çetesi davasında, Güney Hastanesi’nde bir bebeğin ölümünün önceden bilindiği iddiaları gündeme geldi. Sanık Dr. Rıza Keykubad, olayla ilgili olarak ne kendisinin ne de hastanede çalışan eşinin Kaya bebeği görmediğini belirtti ve olayın üzerlerinde bir kumpas olduğunu savundu. Bunun yanı sıra, duruşmada sanık doktora “Çek fişini” ifadesinin sorulması üzerine, “Ben böyle bir ifade kullanmadım, mavi kod ver dedim.” diye yanıtladı.

Sanık hemşire Damla Atak savunmasını tamamladı. Ardından davada savunma yapacak ilk doktor olan Dr. Rıza Keykubad’ın ifadesine geçildi. Burası, mahkeme başkanının, Keykubad’ın kağıttan okuduğu savunmasına itiraz eden savcının itirazını reddettiği bir ortamda gerçekleşti. Dr. Keykubad, görmediği bir bebeğin ölümünden dolayı suçlu olduğunu savundu.

Hemşire Atak’a, müvekkilinin ölüm süreciyle ilgili sorular yöneltildi. 500 gram ağırlığında bir bebeğin hayatını kurtarmak için acil müdahale gerektiriyordu, ancak Atak, sıkıntı süresince yoğun bakım uzmanlarının eksik olduğunu ifade etti. Başhekim Ali Dirik’in yenidoğan yoğun bakımının kameralarını söktürdüğünü de belirtti. Atak, şoför Gıyasettin Mert Ödemir’in 112 Acil Servis’e kayıtlı olduğunu ancak hastaları bilerek göndermediğini öne sürdü.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde hemşire Damla Atak’ın savunmasıyla devam edildi. Atak, Fırat Sarı’nın organizasyonunda çalıştıktan sonra gördüğü olayların adaletli olmadığını düşünmekte olduğunu dile getirdi. İddianame çerçevesinde diğer hemşirelerin de adının geçmesi konusunda “Böyle bir yapı kurulamaz.” dese de gerçeklerin aksi yönünde işlediğini ifade etti.

Sanık Hemşire Çağla Durmuş, diğer hekimlerin direktiflerini harfiyen uyguladığını savundu. Bilirkişi raporunda belirtilen beslenme eksiklikleriyle ilgili açıklamalarda bulunarak, Fırat Sarı’nın kendisine “Hastayı entübe göster.” dediğini belirtti. Bu isteğin daha fazla maddi kazanç sağlama amacı taşıdığını dile getirdi. Duruşmaya verilen kısa bir ara sonrası devam edildi.

Hemşire Çağla Durmuş, entübasyonun gereksiz yere yapıldığını ifade etti. Yanlış hatırlamış olabileceğini savunan Durmuş, ilgili belgelerde uyumsuzluk olduğuna vurgu yaptı. Gıyasettin Mert Özdemir’in hasta nakillerini organize ettiğini söyleyerek, suçlamalara karşı kendini savundu.

Çağla Durmuş’a, örgüt yöneticisi olduğu iddiasıyla gündeme gelen İlker Gönen’le bir konuşması soruldu. İddianameye yansıyan, “Artık bıraktım, hatta ölüyor mu umurumda değil.” sözleri için, bu sözlerin serzeniş olarak ifade edildiğini belirtti.

Hemşire Çağla Durmuş, yapı içinde yer almadığını ifade etti. Suçlamaları kabul etmeyen Durmuş, işine sadık bir çalışan olduğunu ve herhangi bir hasta ihmalinde bulunmadığını vurguladı.

Sanık hemşire Cansu Akyıldırım’ın ifadesi tamamlandığı bilgisinin ardından, davanın diğer sanığı Çağla Durmuş’un savunmasına geçildi.

Yenidoğan Çetesi soruşturması kapsamındaki örgüt şemasında yer alan İlker Gönen’in avukatıyla mahkeme başkanı arasında bir gerginlik yaşandı; başkan, “Mahkemeyi ben yönetiyorum.” ifadesiyle durumu kontrol altına almaya çalıştı.

Cansu Akyıldırım, Hakan Doğukan Taşçı’nın işten çıkarılması talebinin ardında yatan nedenler üzerinde durarak, bu kişinin sorumsuz davranışta bulunduğunu belirtti.

Akyıldırım, Fırat Sarı’nın yönlendirmesiyle bir hastaneye geçici olarak çalışmak üzere gittiğini anlattı. Örgütlenme iddialarını kesin bir dille reddedip, durum hakkında basına açıklama yapmanın yanlış bir yaklaşıma neden olduğunu savundu.

Akyıldırım, 2019 yılından tanıdığı Fırat Sarı’nın kendisine ilaç satışıyla ilgili bilgi verdiğini aktardı, ancak kendi gözlemleri dışında herhangi bir duruma ilişkin kanıt sunamayacağını belirtti.

Akyıldırım, iddianamede geçen bir bebeğin ölümünü sahneleyip, yaşanan olayın sonuçlarına dair ekibin üzerine düşeni yapmadığını öne sürdü. “Dursun Bey bebeği inceledi, film sonuçları hakkında bir bilgim yoktu.” diyerek ifadesine son verdi.

Duruşmanın ilk iki gününde altı sanığın savunması alınmıştı. Bugün, hemşire Cansu Akyıldırım’ın savunmasıyla devam ediyor. Akyıldırım suçlamaları reddediyor ve yasal bir çalışan olduğunu belirtiyor.

Yenidoğan Çetesi duruşması üçüncü celsesi ile devam ediyor. Bakırköy Adliyesi’nde gerçekleştirilen duruşma, 22 tutuklu ve 47 sanığın katılımıyla sürüyor.

Yenidoğan Çetesi davasının ikinci günü, dikkat çeken itiraflar ile dolu geçti. Hemşire Hasan Basri Gök, tapelere yansıyan sözleri için “Ahlaki olarak kabul edilemez.” dedi. Suçlaması gereği hep birlikte topluma karşı bir sorumluluk üstlenmek durumunda kaldıklarını belirtti.

Türkiye genelinde ses getiren Yenidoğan Çetesi soruşturması, duruşmaların başlamasıyla birlikte dikkatleri üzerine çekti. İlk gün, tanımlamalar ve isim tespitleriyle ilerledi. 1,399 sayfalık iddianame çerçevesinde Fırat Sarı ve diğer sanıklar dinlendi.

Suçlamalar, bebeklerin sağlık durumlarının dikkate alınmadan günlük 8,000 lira SGK primini paylaşmak amacıyla bebeklerin gereksiz yere yoğun bakımda tutulması üzerine kurulmuş durumda. Çete, bebekleri sahte belgelerle hastanelere yönlendirdi. Bu süreçte, birkaç hastane kapatıldı ve soruşturma iki katına çıktı.